21 Eylül 2014 Pazar

Dogum hazırlıkları 1- Bebek sekeri (magnet)

Merhabalar,
2. bebeğimin telaşındayız bu aralar. Saglıkla yakında aramıza katılması için duacıyız.
Oğluşum için ilk hazırlığımız bebek sekeri temin etmek oldu. Bu vesileyle de inşallah seker gibi bir oğlum olur.
Kardesim bir suredir bu işin ticaretiyle meşgul olunca zevkimize ve isteğimize gore bebek şekerleri kısa surede elimize ulaştı. Hatta oyle ki magnetlarda ki emziklerde babamızın secimi olarak güzel bir hatıra kalacak. Allah'ım yavrusu olmayanlara sağlıkla bir bebek, benim gibi hamişlerede hayırlı, güzel doğumlar, sağlıklı bebekler nasip etsin.
Buarada bebek sekeri tedariği veya seçimi konusunda yardım isteyen arkadaşlara her zaman yardımcı oluruz.



7 Eylül 2014 Pazar

İNCİRLİ PASTA

İncirli pasta tarifini daha önce bir yakınımdan almış, denemiş ve memnun kalmamıştım.
Annemin muhakkak denemelisin diyerek elime tutuşturduğu bu tarif ise mükemmel sonuç verdi.

Malzemeler:

Keki için;
6 adet kuru incir
1 su bardağı ceviz
1 su bardağı şeker
1 su bardağı un
3 yumurta
1 paket kabartma tozu

Keki ıslatmak için;
2,5 su bardağı sıcak su
1/2 su bardağı şeker
1 yemek kaşığı nescafe

Muhallebi için;
1 lt süt
2 yemek kaşığı nişasta
1 su bardağı şeker
1 paket krem şanti

25 Ağustos 2014 Pazartesi

Keskek tarifi

Bir egeli olarak keskeksiz tarif listesi yspamazdim.
Aslinda keskek yemeginin haftada bir gun sofralarimiza gelisi minik kelebegim sayesinde oldu. Cogu anne gibi bende kizimin yemesinden sikayetci oldugum bir donemde kizimin buyuk bir istahla keskek yedigini gordum ve keskek seruvenimiz basladi.
Bugdayin faydalarini duymussunuzdur, hem demir hem de b vitamini acisindan zengin. Bir de keskegin icine et veya tavuk girdiginde cocuklar icin tam bir besin deposu.
Ben keskek yemegini annemden ogrendigim haliyle yapiyorum. Kutahya yoresine ozgu ev yapimi diyebiliriz.



Malzemeler
3su bardagi bugday
1 tavuk gogsu
2 orta boy sogan

Oncelikle duduklu tencereye bir miktar zeytinyagi ve tereyagi dokuyorum. Bu yagda yemeklik dogradigim soganlari kavuruyorum.
Soganlar kavrulduktan sonra icine iyice yikadigim bugdayi atiyorum ve tencereye hic kasik degirmeden uzerini 5 parmak gececek kadar soguk su koyuyorum.  Dudukluyu kapatıyorum.  45 dakika kadar sonra acabiliriz.
Ister baska bir tencerede ister duduklude tavugunuzu haslayin(ben organik tavuk kullandigim icin duduklude hasliyorum). Haslanan tavuklarinizi kucuk parcalara tiftin.
Hasladiginiz bugdayin kapagini acin ve cok kisik ateste tavuk suyunu icine dokun. Bir kasikyyardimi ile eze eze ara ara karistirin. Bugdaylar icine kasar peyniri atilmis gibi bir hale gelene dek.
Bugdaylar istedigiz kivama gelince et parcalarini, tuzunu, teecihen karabiberi ekleyip bir iki tasim karıştırarak kaynatip ocagi kapatin.
Servis etmeden once salcali veya sade kirmizi biberli (tercihimdir) tereyagi kizdirip dokun.
Afiyet olsun.
Umarim begenirsiniz.

22 Ağustos 2014 Cuma

Havuclu cevizli kek

Uzun aradan sonra yeniden tarif yayinlama firsatim oldu.
Mardin'de gorev yaptigimiz donemde bir arkadasimdan aldigim bu tarifi denemenizi öneriyorum.

Malzemeler:
4yumurta
1.5 su bardagi seker
1 su bardagi siviyag
3 su bardagi un
1paket kabartma tozu
1paket vanilin
2su bardagi havuc rendesi
1su bardagi ceviz
1 tatlı kaşığı tarcin

Yumurtayi ve sekeri mikserle iyice cirpin. Siviyagi ilave edip tekrar karistirin. Un, kabartma tozu ve vanilini ekleyip karistirdiktan sonra kek hamurunuz hazir.
Hamura havuc rendesini, tarcini ve cevizi ilave edip spatula ile karistirin. Yaglanmis kek kalibina dokup, 170"C de firina verin.
Afiyet olsun.

30 Ekim 2013 Çarşamba

Patatesli Kek

Uzun süredir uğrayamadım buralara. Hayatımın inişleri ve çıkışları ile oldukça meşguldüm. Önce müthiş bir haber aldık. Büyük bir sürprizdi bizim için. Hamileydim. Malum kızımda küçüktü henüz hazırlıklı mıyız değil miyiz, ne olacak derken alıştık minik kuzuşumuzada. Hatta ilk yavrumdaki zorlu hamileliğimin üzerine bu kez alışveriş için, isim için bile oldukça sabırsız davrandık. Lakin minik meleğimiz yanımıza gelmek istemedi. Ekim benim için hüzün ayı oldu bir ekim günü kaybetmiştim babacığımı, bir ekim günü gönderdim minik meleğimi. Sözler çok anlayacağınız yüreğimde ama hep derim ki acıları sadece bu acıları yaşayanlar bilir. O nedenle susmak en iyisi. Zaten o acıları bilenler için sözlerde çok manasız. Allah geride kalanlarımıza uzun, sıhhatli ve birlikte güzel ömürler nasip etsin. Allah hasta olanlara da tez zamanda şifa versin.

Asıl bu sayfayı açmak amacım başlıkta yazıyor. Beğendiğimiz bir kek tavsiye ederim.

Malzemeler:
3 patates
2 havuç
3-4 demet taze soğan
1 kuru soğan
3 çay kaşığı tuz
3 yumurta
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağına yakın sıvı yağ
2,5 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
Bir miktar dereotu
Üzeri için : susam ya da çörek otu

 Patates ve havuçlar bir kaba küp küp doğrayın. Üzerine geri kalan sebzeleri doğrayın.
 Yumurtayı çırpın. Üzerine yağı, yoğurdu, unu, kabartma tozunu ve tuzu koyup iyice çırpın. Sebzeli karışımla karıştırın. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dökün. 170 C de pişirin.

Not: Kızım oldukça fazla yemek seçiyor ve yemediği gıdalardan biride peynir. O nedenle bu keki yaptığımda içine muhakkak peynir rendelerim tavsiye ederim biz seviyoruz. Bu keki baharatlada zenginleştirebilirsiniz.


10 Eylül 2013 Salı

Ezogelin Çorbası Tarifi

Malzemeler

1 su bardağı mercimek
1 yemek kaşığı pirinç
1 yemek kaşığı bulgur
1/2 çay kaşığı biber salçası
1/2 çay kaşığı domates salçası
1 orta boy rendelenmiş domates
Zeytinyağı
Tavuksuyu(İsteğe bağlı)
Su
1 adet rendelenmiş soğan
1 adet rendelenmiş havuç
1 diş sarımsak
1 orta boy rendelenmiş patates
Nane

Düdüklü tencerede soğanı yağda kavurun. Üzerine sarımsağı, havucu ve patatesi ilave edin. Karıştırarak bunları da bir-iki dakika kavurun. Salçaları ilave edin ve bir-iki dakika da onu kavurun. Domatesi ilave edip onu güzelce kavurun. Mercimek, pirinç ve bulguru ilave edip, tavuksuyu ve normal su karışımını tencereye ilave edin( su oranı toplamda 7-8 bardak kadar olması uygundur). En son naneyi serpip, düdüklünüzün kapağını kapatın. 13-17 dakika kadar kaynayan çorbanız servise hazır hale gelir.
Afiyet olsun.

Not: Bazı arkadaşlarım bu yemeği yaptıktan sonra mikserle parçalamayı tercih ediyor. Biliyorsunuz ben bir kız annesiyim ve her anne gibi tercihlerim ve önceliğim kızım. Doktorumuzdan aldığımız bilgi doğrultusunda öğrendik ki mikserle parçalanan her yemek besin değerini kaybediyor. O nedenle çorbalarımda mikser kullanma işini şimdilik rafa kaldırdım.

Afiyet olsun

İngiliz Keki Tarifi

Bir arkadaşımdan aldığım ve fotoğrafını çekmeye fırsat bulamadığım bir kek. Davet sofralarınızda farklı bir alternatif olur. Özellikle soğuk tüketilmesinden dolayı ben daha çok seviyorum.

Malzemeler:
3 yumurta
6 fincan şeker
3 fincan sıvı yağ
9 fincan un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
3 fincan süt

Sosu için
2,5 su bardağı süt
5 yemek kaşığı kakao
5 yemek kaşığı şeker

Üzeri için: Hindistan cevizi

Yumurta ve şekeri iyice çırpın. Sıvı yağ ve süt ilavesi ile çırpmaya devam edin. En son un, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyip yağlanmış ve unlanmış dikdörtgen bir kek kalıbına dökün. 170 C'de önceden ısıtılmış fırında pişirin.
Kek piştikten sonra istediğiniz şekillerde kesin. Sos malzemelerini karıştırın. Sos pişmeyecek. Ilıyan kek dilimlerini tek tek karışımın içine komple batırın. Karışımdan çıkarıp etrafını hindistan cevizine bulayın. Buzdolabında dinlendirin.

Afiyet olsun.

Asma Yapraklı Sardalya Tarifi

Haydi haydi sardalya zamanı hem de asma yaprağında.
Daha önce söylemiştim balığı çok sevdiğimizi balığın sezonu açılınca sezonunu kaçırmadan asma yaprağında ızgara sardalyamızı yaptık. Denemek istiyorsanız hiç vakit kaybetmeyin çünkü sardalyanın en yağlı olduğu ve asma yapraklarının hoş bir ekşiliğinin olduğu bu dönem tam da bu yemeğin zamanı. Asma yapraklarını seçerken yaprağın taze, damarsız, yumuşak ve açık yeşil renkte olmasına dikkat edin.

Gelelim tarife:

1,5 kg sardalya
Yaklaşık 20-30 adet asma yaprağı ( burada önemli olan yaprakların ızgaranın altını ve üstünü tam kaplayabilmesi)
Bir miktar tuz
Zeytinyağı

Sardalyanın orta kılçıklarını çıkarıp, pullarını iyice temizleyin.
Tuz ve zeytinyağını bir kasede karıştırın. Temizlenin balıkları bu karışımla birleştirip yaklaşık yarım saat dinlendirin.
Topladığınız asma yapraklarını yıkayın ve ızgaraya dizin. Marina edilen balıkları yaprakların üzerine dizin. Balıkları yerleştirdikten sonra üzerine tekrar yaprakları dizin. (Yaprakları çift katlı dizmeniz daha uygun olur). Izgarayı kapatın ocağa alın. Pişirme işlemini arkalı önlü gerçekleştirin.

Afiyet olsun.

1 Eylül 2013 Pazar

Sofralarımızda Balık Tüketimi

Balığı tüketmeyi ailecek çok seviyoruz. Her gün balık yesek bıkmayız. Ama biliyorsunuz ki uzmanlar haftada yarım kilodan fazlasını önermiyor. Balığı hamileliğimden bu yana bol tüketmiş olduğum için midir bilemiyorum kızımda çok güzel balık tüketiyor bu da benim için oldukça büyük bir mutluluk. Balık özellikle protein ve omega 3 açısından mükemmel bir besin kaynağıdır. Omega 3 yağ asidi, vücut için gerekli olup insan vücudunda üretilemez. Ayrıca balık içeriğindeki fosfor ile zihinsel ve bedensel gelişim açısından önemli bir rol üstlenir.

Balığın tazeliği çok önemli bunun anlamanın yoluda aslında zaman içerisinde oluyor. Taze balığın gözleri saydam, parlak ve dışa bombelidir. Eti diri ve serttir böylece üzerine bastırınca çukurluk kalmaz. Pulları parlaktır. Suya bırakılınca da dibe çöker.
Balığı kızartmak içindeki omega 3 yağ asitlerinin ve besleyiciliğinin azalmasına neden oluyor ama illaki kızartacaksanız zeytinyağında kızartın. Tavada kalan yağı da limonlayın, karabiber, pulbiber, kekik ile harmanlayın ve sofranıza farklı bir lezzet olarak dahil edin. 
En doğal ve en lezzetli balık pişirme şekli ızgaradır. Izgara yapacağınız balığınızı zeytinyağının içinde birkaç kez çevrilmelisiz hatta birazda tuz ilave ederseniz çok daha güzel olur. Eğer balıklar büyükse, iki yanına da bıçakla diklemesine çizikler atmalısınız. Balığı alevli değil de orta ateşte pişirin. Pişen balığınızın ızgaradan ayrıldığını göreceksiniz.
Balığın besin değerlerini korumasına önem verdiğimiz için en çok fırında pişirme yöntemini tercih ediyoruz. Bununla ilgili ilerleyen günlerde çok farklı ve çeşitli tarifler ekleyeceğim. Malum balık sezonunun bugün 2. günü.
Kışa hazırladığımız bugünlerde vücudumuzu kışa hazırlayabilmek adına balığı sofralarımıza dahil edelim.

31 Ağustos 2013 Cumartesi

Kantaron yağı yapımı

Otla, çöple aranız nasıldır? Egeli, toprağı harmanlayarak büyümüş bir eşe sahip olan ben eşim sayesinde hiç bilmediğim, anlamadığım otların uzmanı olma yolunda emin adımlarla ilerliyorum. Eşimde ve bende bu merak bu süratle devam ederse uzmanlığımız garanti.
Kantaron yağını yine egeli bir dostumdan duymuştum, annem yeğenime bakıyor her düştüğünde darbe alan yerine kantaron yağı sürüyor dedi. Kayınvalideme ilk gidişimizde konuyu  ilettim ve mutfak penceresinin önünde 1 yıldır duran kavanozdaki ne olduğu belirsiz şeyin kantaron yağı olduğunu öğrendim. Kayınvalidem biz nerede kullanacağız diyerek hepsini bize verdi ve gel zaman git zaman biz onu bitirme aşamasına geldik.
Eşimin pazarda görüp benzettiği ve satıcıdan kantaron otu olduğunu öğrenmesi ile de ilk kantaron yağı yapımı çalışmalarına başladık. Temmuz ayının başlarında Kuşadası'na tatile gittiğimizde dönüş yolunda çalılıkların arasında eşimin farketmesi sonucunda da ellerimizle topladığımız kantaron otlarıyla oldukça ciddi bir stok yaptık.

Kantaron yağını oluşturabilmek için yapmanız gerekenler; Otun çok sert yapraklarını otun çiçekli kısmından ayırın. Otu, cam kavanoza özellikle çiçekli kısmına ağırlık verecek şekilde saplarıyla koyun. Üzerine kavanozun yarısından fazla zeytinyağı koyun. Günde 1-2 saat güneş alabileceği bir yere koyun. Bu karışım bekledikçe yağın rengi kızaracak ve yağın kalitesi artacak. Yani ne kadar uzun süre beklerse o kadar iyi. En az 4 ay sonra kullanılabilir hale gelir ama dediğim gibi makbul olan uzun süre bekleyeni.
Gelelim faydalarına biz kızımız sayesinde bu yağla tanıştık. İlk adımlarını atmaya başladığı dönemde her düşme bir kızarma ve morarmaydı. Kantaron yağına başladıktan sonra morarların azaldığını gördük hatta bir arkadaşımın kızının şişen ve moraran alnına sürmüştüm ve ertesi gün bana o sürdüğün şey neydi mucize gibiydi dedi. Bunun yanında bebeğinizin pişiğinde de en doğal pişik giderici.
Bu kavanozda yağı kavanozun tamamını kapyalacak şekilde koyduk siz daha az koyabilirsiniz


Faydaları:
-Sakinleştirici özelliği var. Anti-depresan olarak kullanıldığı söyleniyor. Dikkat etmeniz gereken anti -depresan haplarla birlikte kullanmayın.
-Yara iyileştici, dokuları onarıcı, ayrıca acıyıda hafifletiyor.
-Özellikle bayanlar ciltlerinin güzelleşmesini için bunu sürüyor. Yalnız dikkat edilmesi gereken güneşe hassasiyeti arttırıyor, yaz aylarında kullanmayın.
-Dezenfektan.
-Mideye iyi geldiği söyleniyor.
-Yanık ve kesik yaralarında iyileştirici.
-Sürülmek suretiyle ağrı kesici olarak kullanılıyor
-Hemoroid rahatsızlığında kullanılıyor.
-Bebek pişiklerinde oldukça etkili.

Güllaç tarifi

Yeni tatlar ve yeni yerler keşfetme meraklısıyımdır. Bu bağlamda benim için yeni olan geleneksel güllacı bu yıl ki iftar menülerimize sıkça dahil ettik. Güllacı ilk maaş aldığım yıl ki ramazan ayında hevesle pastahaneden almış ve büyük bir hüsrana uğramıştım. Padişah tatlısı meşhur güllacın bu kadar kötü olabileceğini mantığım almadı ve bu yıl kendi emeğim oldukça lezzetli bir güllaçla misafirlerimi ağırladım. Gelen misafilerimin çoğu Osmanlı sultanlarının sofralarından eksik etmediği güllacı ilk kez benim soframda tatmış ve bayılmıştı. 
Tarif meşhur "Güllüoğlu"  baklava zincirinin tarifini biraz değiştirerek kullandım. Birkaç tane tarif deneyip en iyisinin ve hafifinin bu olduğuna karar verdik( tabi ki eşimle birlikte).
Deneyin eminim pişman olmayacaksınız.


Malzemeler:
15-18 kadar güllaç yufkası,( büyük marketlerde içinde 15-16 tane yufka bulunan paketlenmiş halde satılan yufkalardan kullandım )
2,5  kilogram süt,
500 gramdan biraz fazla toz şeker,
tercihen 2-3 yemek kaşığı kadar gül suyu
İçi için:
300 gram ince çekilmiş fındık, 
150 gram pudra şekeri, 
150 gram Hindistan cevizi 
Tercihen 150 gram çekilmiş fıstık içi 
Not: Güllaç yufkası oldukça ince bir yufkadır. 
Sütü derin bir tencerede kaynatın ve ocaktan alın. Şekeri ve gül suyunu ilave edip, şeker eriyinceye kadar sütü iyice karıştın. Sütün bir kısmını güllaç yapraklarını içine alacak genişlikteki bir tepsinin içine koyun, geri kalanı sıcaklığını muhafaza etmesi açısından tencerede kalabilir.
Yaprakları, içi süt dolu kapta bir dakika kadar bekletin. Islanan güllaç yapraklarını, sütlü sütlü alarak bir başka tepsiye serin. Her yaprağı tepsiye koyar koymaz üstüne yarım kepçe süt ekleyin.
Beş yaprak yufkadan sonra yufkaların üstüne çekilmiş fındık, hindistan cevizi, fıstık içi ve pudra şekerinden oluşan karışımı bolca serpin. Kalan 4 güllaç yaprağını da aynı şekilde karışımın üstüne dizin.( Yaprakların bol sütlü olmasına dikkat edin ve tepside süt azaldıkçada tencereden ilave edin. )Tekrar üstüne çekilmiş fındık, hindistan cevizi, fıstık içi ve pudra şekerinden oluşan karışımı bolca serpin. Kalan güllaç yapraklarının tamamını karışımın üstüne dizin.
Artan sütü, yaprakların üstüne ilave edin ve yapraklar sütü iyice çekene kadar bekletin. Süt çekilince Hindistan cevizi, Antep fıstığı, çekilmiş fındık, kiraz şekeriyle veya vişne ile süsleme işlemine başlayabilirsiniz. Arzu ederseniz, meyve dilimleri yada nar taneleri de kullanabilirsiniz.

Domatesli biberli sos - Domatesli biber tursusu - Guncellendi

Bizim evde kış hazırlıkları tam gaz devam ediyor. Komşum sayesinde tanıştığım bu lezzeti bende kışlık menüme eklemek istedim. Yaptığım gün kızımızın diş ve aşı ateşiyle birleşen bir gün olsa da yemeye başladığımızda tüm bu eziyetimizi unutmuştuk.

Siz buna ister sos deyin, ister turşu kahvaltılarınızda da akşam yemeklerinizde de vazgeçilmeziniz olacak eminim.

Malzemeler:
7 kg armut domates
2,5 kg biber (sosunuzun acı olmasını isterseniz biberlerinizi acı-tatlı karışık kullanın) (22.kez yaptigimda bu kez sivri biber kullandim)
1, 5 su bardağı üzüm sirkesi
2 su bardağı zeytinyağı
7-8 yemek kaşığı tuz
2 baş robotta cekilmis sarımsak(tercihen arttirilip, azaltılabilir)


Domateslerin kabuklarını soyun(kolay soyulması için kaynar suyun içerisine batırıp çıkartın). Birkaç parçaya bölüp robota atın. İyice parçalamamaya dikkat ederek robotta dusuk devirde parçalayın ve tencereye alın. Tencerede domatesler suyunu çekene dek ara ara karıştırarak pişirin. Bu arada sarimsak ve zeytinyaginada ilave edin.
Dikkat edilmesi gereken domatesler iyice suyunu çekmeyecek birazda sulu kalacak. Burada olcunuz sosun tencerede 2 parmaga yakin azalmasi olabilir.
Domatesler pişince, çekirdeklerinden ayırıp yarımşar cm'lik parçalara ayırdığınız biberleri tencereye atın. Tencereyi bir kez karıştırıp beklemeden altını kapatın. Biberler pişmeyecek anlayacağınız.
Içine sirkeyi ve tuzu atın ve karıştırın. Bu asamada sosun tadina bakarak isteginize gore tuz, sarimsak veya sirke ilavesi yapabilirsiniz.
Sos sıcakken kapaklarını kaynattığınız kavanozlara dökün ve kapaklarını sıkıca kapatın. Kavanozları ters çevirin. 2 gün kadar bu şekilde beklesin.
Dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta kavanozlarınızı 1 hafta kadar sonra tekrar kontrol edin. Kavanozların kapaklarında bir çökme olmalı. Eğer çökme olmamışsa aksine şişme olmuşsa o kavanozunuz hava almış, içindekiler bozulmuş demektir.
Afiyet olsun.

Pul biber yapımı

Annemin yıllardır özenle yaptığı kışlıklarından biridir kırmızı pul biber. Kayınvalidemde yapar ama onunki daha kuru olur ben anneminkini daha çok beğeniyorum. Şimdi tam vakti iken denemenizi öneririm.
Yapılışı:
6 kg isot biberi

NOT: Öncelikle bilmeniz gereken 6 kg lık biberin tamamını isot biberden yapacaksanız pul biberiniz oldukça acı ollur. Eğer acılığı azaltmak isterseniz aynı işlemleri (toplamda 6kg bibere denk gelecek şekilde) 2 kg salçalık kırmızı biber ve 4 kilo isot biber ile de yapabilirsiniz.

NOT2: İsot biberi oldukça acı bir biber olduğu için eldiven kullanmanızı tavsiye ederiz.

Biberleri çekirdeklerinden ayırın ve 2-3 parçaya bölün. Biberleri robotta parçalayın. Burada dikkat edeceğiniz biberleri daha sonra tekrar robottan geçireceğiz o nedenle iri pul biber istiyorsanız fazla parçalamayın ama çok ince istiyorsanız iyice parçalayın. Annem genelde orta düzeyde yapar bu işlemi.
Robottan geçme işlemi bitince içine 1 çay bardağı çiçekyağı ve 4 yemek kaşığı tuz ekleyin. Karıştırın. Fırın tepsisine dökün. (Annem genelde bu karışımı ikiye bölüp ayrı ayrı  fırına sürüyor ama sizin bunu alacak kadar büyük tepsiniz ve fırınınız varsa tek seferde de yapabilirsiniz.)

Not3: Çiçekyağı yerine zeytinyağıda ekleyebilirsiniz ama zeytinyağı rengini koyulaştırır, karartır. Bilginiz olsun. 

Fırın tepsisine koyduğunuz biberleri fırına 180C ye verin. Yaklaşık 45 dak-1 saat fırında kalıcak (annemin pek de ölçüsü yoktur onun için kıstas "fırın tepsisinden bir parmak eksilince olmuş demektir" der). Yalnız bu esnada önemli bir işlem var fırına verdiğiniz biber tepsisini 10 dakikada bir açıp iyice karıştırmanız gerekiyor. 
Fırınlama işlemi bitince biberleri tepsiyle güneşe koyun ve 3-4 gün sürecek(bu süre pul biberleri ince serdiğiniz durumda geçerli eğer kalın sererseniz 1 haftada bile kuruyabilir) güneşte kurutma işlemine başlayın. Tabi güneşte kurutma esnasında da günde 3-4 kez karıştırmanız gerekiyor. 
Biberleri kuruyunca robottan geçirme işlemini tekrarlayacağız.  Bunun için bize gereken eskilerin ilistiri, kevgiri şimdilerin ise iri delikli süzgeci. Kuruyan biberleri robottan geçirin, robottan geçen bölümü süzgeçle eleyin iri kalan parçaları tekrar robottan geçirin. Bu işlem tamamlanınca 1 gün daha güneşte kurutun, 3-4 kez karıştırmaya dikkat edin. Pul biberiniz oldu, artık kavanozla doldurma zamanı.
Afiyet olsun.

24 Ağustos 2013 Cumartesi

Bisküvili Yalancı Tavuk Göğsü

Malzemeler
2 çay bardağı un
Yarım paketten biraz fazla margarin(ben tereyağı kullandım)
1 kg süt(ben keçi sütü kullandım)
1  su bardağı şeker
1 adet damla sakızı
1 paket kakaolu pötibör bisküvi
Un ile margarini ocakta unun kokusu gidene dek sürekli karıştırarak kavuracağız. Üzerine çırparak sütü boşaltacağız. Bir taşım kaynayıp, muhallebi kıvamını alıncaya dek karıştıracağız. Üzerine şeker ve damla sakızını atıp bir süre daha karıştırarak kaynatacağız. 
Bisküvileri un haline getir, arzu edersen içine fındık kırığıda atabilirsin. Dikdörtgen borcama elinle bastırarak yayılmasını sağla. Üzerine yavaşça muhallebiyi yay. Buzdolabında soğut.
Arzu edilirse servis ederken parçaların arasına muz koyulup rulo haline getirilirse hem şık hem de lezzeti katlanmış bir tatlı oluyor.
Afiyet olsun.

Patatesli Sarma Börek

Malzemeler:

5 yufka
12 patates
1bardak yoğurt
1bardak sıvıyağ
1bardak süt
Yarım kilo lor peyniri
Tuz
Üzeri için 2 yumurta

Patatesleri haşlayın ve püre haline getirin. Püre haline gelen patatesin içerisine yoğurdu, sütü, sıvıyağı,tuzu ve lor peynirini ekleyin. İyice karıştırın. Harcımız hazır.
Öncelikle bir tane yufkayı geniş bir yere serin. Üzerine spatula yardımı ile, yufkayı parçalamamaya dikkat ederek, harcın 1/4'ünü yayın. Yayılan harcın üzerine tekrar bir yufka serin üzerine harçtan yayın. Böyle en üstte yufka olacak şekilde işlemi sonlandırın.
Pasta gibi üstüste hazırladığımız yufka ve harç karışımını dikkatlice bir uçtan başlayarak rulo haline getirin. İkiye bölün(yufkalarınız çok büyükse benim gibi üçe de bölebilirsiniz). Parçaları ayrı ayrı streç filimle sarıp dondurucuya atın. En az 1 gece dondurucuda bekleyen böreğinizi çıkarın ve buzu tamamen çözülmeden 1,5 parmak kalınlığında dilimleyin. Dilimlenen parçaları yatay bir halde tepsiye dizip üzerlerine yumurta sürdükten sonra önceden ısınmış fırına 175C'ye verin.
Üstteki resimde gördüğünüz dondurucuya koyulmaya hazır hali

Not1: Bu böreğin en önemli özelliği dondurucuda donduktan sonra tüketilmesi, böylece daha lezzetli ve malzemeler birbirine işlemiş hale geliyor.
Not2: Benim gibi çalışan bir bayansanız bu böreği önceden hazırlayıp dondurucuya atın ve ihtiyaç halinde çıkarıp kullanın, oldukça pratik oluyor.